Dün , bir şiir geldi aklıma. Ezberim de olan.
Seni aramadan önce , aklıma düşen sözler…
Neydi o sözler ?
Hatırladım.
Bir tek dileğim var mutlu ol yeter sözünün bir kamyon yükü anlam taşıdığı gün idi…
Doğduğun gün…
Işte bu güne yazılacak şiiri , benim yerime yazmıştı, Yılmaz.
Neyse …
Şiir güzel de bir de tüm şiirlerime vesile olan güzel…
Işte o şiirden de öte güzel.
Aynalar , içimi bilseler , odandaki ,hanendeki ayna görevini bana verirlerdi.
Kalbini her gün yüzünde görmek isteğimi ah bilselerdi aynalar…
Sen…
Beni mahrur bestelerde güldüren , müjgan…
Sen…
İçimde ağlaşan , yırtık pırtık dünyamı , renkler kuşağı yapan.
Garip oluşuma , gariplik şükrü ettiren sen…
Sen…
Evet sen…
Seni bir kez daha görebilmek için , kapında menteşe olurdum…
Delilik zerremde , beni bana hatırlatan , sade bakışında bana fırtınalar estiren , hüznümë ses veren ses…
Sen …
Şu dünyadaki en güzel sınavlardan…
Sen işte…
Çok uzadı şiir.
Söz de…
Konuşurum öyle…
Bakma sen bana böyle…
Bir garibim…
Niyeti iyilik garibi…
Mutlu seneler olsun , hep ve daima hep…
f.d.a.