Derdimiz neyse yaz mevsimi ile..
Aşk, sanki yazın kuraklığına uymuşcasına sevdalarımızın da yazını getirdi adeta. Sevemez olduk, sevmek de istemedik mi diyoruz bilemiyoruz; ama mevsim yazdı. Bir aşkın arefesi idi sadece. Hazırlamıştı, sevmek isteyen bir sonbahara kendini.
***
Bahar sözcüğü.
İlk de olsa, son da olsa ‘ bahar ‘ işte. İçinde geçen her cümleye, her kelime dizisine adeta heyecan ve hayat katmakta. Anlaşılmaz sebepleri. Asırlardır, aşkı anlatan şiirler, hikayeler, efsaneler… Bir sebep bulamamıştır. Sanki Yaradan, baharı aşk için yaratmıştı, hikmetinden sual sorulmaz.
***
Ve sonbahar gelip çatmıştı.
Bilinmez işte, nereden nasıl geldiği bilinmez. Bir şeyler olacağını hisseder garip adam. Olacaktı, sevecekti işte. Ne zaman olduğunu bilmiyordu. Bir fakirdi, sevgiden fakirdi. Allah’tan dilerdi, öyle bir sevgi olsun ki öyle bir hikaye yazılsın ki bu sefer öyle anlık değil, sadece bir zamana mahsus değil. Her şeyi ile bir münhasırlık hali içinde. Dünyalık kalmasın sadece, ahirine taşıyacak bir sevmek. Allah, Leylamı versin diye dua ederdi…
Ve bir gece ansızın hikayesini başlatmıştı güzel. Adam, yaşadığı beceriksiz sevmek girişimlerinin, derbeder, hüzünlü ve soysuz yorgunluğu içinde duraksamıştı. Neden, nasıl, kim diye olduğu yerde kalmıştı. Sevinmek istiyordu. Bağırmak tüm kainata. İçinden gelen seslenişe sağır kalmak mecburiyetinde idi.
Bekleyişinde, sabrında haksız değildi adam. Güzellik, boşuna gelmemişti. Bir mucizeye adını bu adamla yazdırmak için gelmişti. Ama adamın kaderi, bir de imtihanı. Hep zoru yaşardı. Hep zordu, hayatı, sevgisi. Güçlü olmaktan başka çaresi yokmuşçasına. Engeller vardı, yaşanılacak süreçle. Sabır gerekliydi. Önce kendilerine sabır sonra başka engellere. Ama ikisi de biliyordu. Garip adam, masum güzeli ikna etmişti bir kere. Bir zaman gelecekti; isimleri ile yazılacak bir sevginin iki bedende tek kahramanları olacakları.
***
Garip adam, artık tebessüm ediyordu. Biliyordu, ellerini bırakmayacağını. Ay ışığında, karanlığın en bedbaht delice sardığı anda güzel kızın garip adamı bırakmayacağını biliyordu. Adam, inatçıydı. Adam inançlıydı. Ve seviyordu işte. Öyle yüzündeki, toprak olacağa güzelliğe vurulmamıştı işte. Kalbine, gönlüne sevda olmuştu. Masumiyet istiyordu. Her şeyi ile sevmek…
***
Bu sefer yalan da olsa demiyordu adam. Mutluluğu öyle şimdi değil; bir ömre onunla yaşamak istiyordu. Gözlerindeki damlaların bir pınarı andıran gerçekliliği içinde istiyordu. Tedirgin miydi evet. Bu sefer, sevmeyi iyi bilirim demek istemiyordu sadece. Sevilmeyi de iyi bilirim demek mutluluğundaydı. İnanıyordu güzel kıza. Gözlerine baktığında, dünya umurunda olmuyordu. Hiç görmesem de olur diyordu adam. Ama o olsun diyordu. Benim onu sevdiğimi, onun da beni sevdiğini bilircesine.
Derdi ne zenginlikti, ne makamdı. Onun yüreğinde, Allah için sevilmekti, Onun yüreğinde bir hak ediliş olmaktı. Yüreğinin en kıymetlı zenginliği, en güzel makamı ise; onun ruhundan yansıyan bir inceliği andıran gözlerinde olmak idi.
Hayatının en güzel makamında, en değerli zenginliğinde.
Artık bitmişti kıymetli yalnızlığı garip ve fakir adamın.
***
Enikonu bir sevgi idi işte. Rüyalarında yaşattığı masum bir hikayenin adeta bir mucizesi idi şimdi karşısında duran.
Hani onun eli çizilse, adamın yüreği ateşlenirdi. Güzel kız ona kızsa da sabır gösterirdi. Öyle deli dumrul bir adamdı ki şimdi onu görseler bu güzel kızın karşısındaki sabrını, sevmek bir sabır ehlinin işidir. Demek ki sevmek; imanın esası olan sabırdır derlerdi.
Sevmek, en deli adamı bile ehli sabır ederdi.
***
Sevmek, bazen de saçmalamaktır.
Saçmalayalım bazen de ne olacak derdi adam, sevdiğine; peri kızına.
***
Seviyorsun, seviyorum işte.
Bırak, çözülür düğümler…
Hayırlısı diyoruz işte…
Korkma, kurbanım; korkma masumiyetim…
Aşkımız, sessizlikle kalsın… diye hitap ederdi soylu sevdasına, sevdiğine…
***
Öyle severlerdi ki birbirlerini. Paylaşamazlardı kimselerden. Kıskançlıklarında, öfkelerinde ve kızgınlıkların da bile dışarıdan gören gözler, nasıl bir sevgidir bu. Nasıl bir aşktır ki birazdan sevgilerinden bir bütün olup adeta size ne diyecekler gibiydiler. Seviyoruz işte. Seviyoruz birbirimizi.Ulan sevda; ulan dünya… Var olunuz dercesine…
***
Biz olmayı kabiliyet gösterip; başarılı olursak; dünya sevda olur. Hikayemiz cennet derdi adam, kız ise susardı sadece biz derdi kalırdı. Biz demek bile ne kıymetli idi.
***
Bir mucize başlamıştı, uzun olacaktı belki, kavuşmaları. Tüm evrene biziz işte, seviyoruz demek.Ama soylu idi sevdanın adı. Artık bir şarkının sözlerinde değerlenmişti adamın güzel kıza sevgisi. Merhaba diyordu soylu sevdam, merhaba diyordu. Artık sana bir hoşça kal dememekle geçireceğim, düşlerimi yazdığım kıza, her şeyi ile güvenebileceğim. en fazla sevdiğim vakit ilk ve son kez bir daha gitmemek üzere merhaba diyordu garip adam, masum ve dünyalar güzeli peri kızına.
***
Bizlere de ne söz düşer bilemedik ve adına bir başlık diledik içimizden geldiğince, mucizeye yakışır şekilde:
Bir Mucizedir Adı Eylül Masalının !
***
Bizden Sözler:
Bir sevda arar oldum.
Çaresizliğim derbeder etti; bir güzelin gönlünü ararken.
Sonra sen çıktın…
Bilmediğim bir diyardan, seyre gelmişcesine.
Ve seyri diyarım oldun, gönlümün en sevdiği yerde…
*
Biz, güzel konuşmayız.
Güzel, güzelliği ile konuşturur.
*
Tebessümle olun; tebessümle muhabbette bulunun. Çünkü; tebessüm, muhabbetin tohumudur.
*
Bir gök kuşağı zerreciğinden dilerdik hayatı. Renklerin cümbüşünde bir rüyada…
*
Bir güzelliğin ellerinde umut olmalıdır insan…
Eğer güzellik; güzellik ise…
f.d.a.
***
Son söz Ustamız Erdem Bayazıt’tan:
Ya bütün şairler ‘seni’ sevmiş,
Ya da ben her mısrada ‘seni’ buluyorum.
***
Selamlar ve saygılarımız ile, muhabbet ekseriyetinde…
f.d.a.
facebook.com/deniz.atceken.9
@fdadeniz (Twitter)
fikirbizim.net/author/fda/
yazarya.com/Kategori/yazarlar/fikret-deniz-atceken/
fdadeniz07@gmail.com
Sevdaya dair nekadar güzellikler varsa hepsini yaşadim bu yazida,gözlerim doldu,alip götürdü beni yaşanmışlıklara,yaşanacaklara…
Ne mutlu aynı hislerde farklı yaşanmışlıkların, göz yaşlarına…
Kıymetli dostum Deniz;kaleminize sağlık;çok güzel..Belli ki daha yazılacak çok şey var;ilham almaya muktedir hisleriniz daim olsun dilerim.
Sizler gibi kıymetli yüreklerin, teveccühlerine mazhar olabilmek bizler için en büyük şeref unsurudur.
Minnet ve muhabbet ile.