Fikir Bizim Edebiyat, Tarih, Siyaset, Spor ve Yaşam Üzerine Genç Fikirler
Bir şehir düşünün yeşilin tüm tonları ve mavi tonların ahengiyle bir bütün olsun. Binlerce yıllık tarihi eserlere ve eşsiz doğal güzelliklere sahip olmasına rağmen bu şehir, maalesef ki yalnızca tarihi cezaevi ile anılsın.
Acının, kederin, hüznün, kahrın, ayrılığın, gözyaşının, ızdırap dolu günlerin ve belki de ölümün adıdır Sinop Tarihi Cezaevi.
Bu konunun neden kafamda zuhrettiğini açıklayayım:
Sinop’lu olmamdan ve Sinop şehrini seviyor olmamdan ötürü arkadaşlarımı Karadeniz’in İncisi, Karadeniz’in Çıkmaz Sokağı Sinop’a davet etmekteyim. Maalesef ki arkadaşlarımın zihninde Sinop Tarihi Cezaevi kalmış ve bu cezaevini merak etmekteler. Şaşırdım ve üzüldüm!
Bir şehrin bir cezaeviyle anılması ne kadar hoş olabilir ki? Tarihi cezaevini gezerken orada yaşanmış acılara inat makara yapmak, gülüp eğlenmek, belki de en önemlisi orada yaşanmışlıklardan ‘ders çıkar(a)mamak’ ne kadar ironik bir durumdur.
Zindan’da boynundan ayak bileğine kadar zincirle bağlananların ızdırabından ve hücrelerdeki acıdan ders çıkarmadan, görüşme odalarında sevdiğinin kokusunu alamadan ve sadece onun sesiyle yetinildiği düşünülmeden, avlularda volta atanların, bir köşeye geçip acı içerisinde sevdiklerini düşünenlerin durumu hissedilmeden gezilemez bir Sinop Cezaevi. Bu hisse kapıldıktan sonra zaten bir an önce dışarı çıkmak isteyeceksinizdir. (Geçtiğimiz yaz Sakarya’dan Sinop’a gelen misafirlerimiz de bu hissi yaşadıktan sonra hemen çıkmak istediler.)
Bu şehir tarihi cezaevindeki zindanla hatırlanacağına Ayancık İnaltı Mağarasıyla; tarihi cezaevindeki hücreleriyle değil Paşatabyasıyla hatırlansın istiyorum. Bu şehrin ilçesi Ayancık’ın doğal güzellikleri olan Çangal Dağı, Akgöl, Karlık Yaylası ve Düdeni, İnaltı Kanyonları, Bakırlı-Aksu Şelaleleri, Gebelit Koyu, Eski Ayancık Evleri ve Plajları ile hatırlanmasını istiyorum.
Sinop’un konumu ve doğal yapısıyla güzel ve şirin ilçesi Gerze’nin hatırlanmasını istiyorum. Bu şirin ilçenin Tarihi Köşk Hamamı, Yakupağa Konağı, İdemli, Acısu Köyü ile hatırlanmasını istiyorum.
Sinop’un doğa ve dağ turizmi açısından cazibe merkezi haline gelen Erfelek ile hatırlanmasını istiyorum. Bu ilçenin Tatlıca Takım Şelaleri, Hasandere Şelalesi Deli Kızın Şelalesi, Kaçkar Yaylası, Hacıbey Yaylası, Gübegüneyi Yaylası, Kuz Tepesi, Çukur Yazı ve Karaoğlu Köyü ile hatırlanmasını istiyorum.
Sinop’un batısında Kastamonu sınırında Kızılırmak Havsası’nda yer alan ve Karadeniz Kıyısında bulunan Türkeli ilçesi ile hatırlanmasını istiyorum. Bu ilçenin Oymayaka Köyü Güllüsu Sahili, Kurugöl Yaylası, Zindan Ormanları ve bu ormanda yer alan Çatak Yaylaları, Hacıköyünde Deve Kuşu Çiftliği ve enfes deniz ve doğa manzaraları ile hatırlanmasını istiyorum.
Sinop’un iç kısımlarında olan Boyabat ilçesi ile hatırlanmasını istiyorum. Bu ilçenin, tarihi evleri, Kalesi, Salar Köyü Kaya Mezarı, Yeraltı Şehri, Bazalt Kayalıkları ile hatırlanmasını istiyorum.
Sinop’un diğer ilçeleri Dikmen, Saraydüzü ve Durağan ilçeleri ile hatırlanmasını istiyorum.
Karadeniz’in incisi Sinop’un Akliman, Hamsilos Koyu, Sarıkum, Karakum, Kalesi, Balatlar Kilisesi, Alaaddin Camii, İnceburun ve plajları ile hatırlanmasını istiyorum.
İlk Tunç Çağı’ndan itibaren günümüze gelene kadar çeşitli medeniyete ev sahipliği yapmış Sinop’un, bu medeniyetlerden miras kalan kaleleri, camileri, türbeleri, mescitleri, tabyaları ve kiliseleri ile hatırlanmasını istiyorum.
Zihinlerde oluşan Sinop algısını değiştirebilmek ve Sinop’un güzelliklerini yaşamak ve yaşatmak ümidiyle.
Türkiye’nin en kuzey ucu (İnceburun) Sinop’a selam olsun…
Sizleri de Sinop’a bekleriz.
Yusuf Kaptanoğlu
